Yakışıklı, disiplinli ve başarılı… Yılmaz Kunt’u önce Best Model Turkey’deki, ardından Best Model World’teki birincilikleriyle tanıdık. Yakışıklılığıyla herkesi kendine hayran bırakan Yılmaz Kunt, artık başarılı bir oyuncu…

Best Model’a katılmaya nasıl karar verdin?
Aslında her şey şans eseri oldu. Nişantaşı’nda yolda yürürken menajerim beni keşfetti. “Best Model Turkey’e katılır mısın” diye sordu. Neden olmasın, şansımı denerim, dedim. O bana güven vermeseydi belki katılmazdım.
O tesadüften önce, model olmak aklında yok muydu?
Arkadaşlarım teşvik ediyordu tabii. Boyun uzun, yakışıklısın, yarışmaya katılırsan kazanırsın diyorlardı ama benim böyle bir hayalim yoktu.
Hem Türkiye’de hem de dünyada 1. olduktan sonra, “artık oyuncu olurum” dedin mi?
Best Model’da 1. olduktan sonra tüm gözler sizin üzerinize çevriliyor. Bu durum hoşuma gitti. Bunun devam etmesini istedim. Popüler kültüre hizmet ettiği için oyuncu olmak istedim. İnsanlar beni tanısın, sevsinler istedim. Fakat Bahtiyar Ölmez’de rol almaya başladıktan sonra farklı şeyler keşfettim. Oyunculuğun aslında insanı özgürleştirdiğini fark ettim. Mesela kaç kere otobüs durağında sevgilime “seni seviyorum” diye bağırabilirim ki? Gerçek hayatta yapamadığım birçok şeyi yaptığımı gördüğümde bu yolda devam edeceğim, oyunculuk artık benim mesleğim dedim. Bu yüzden hiç durmadan oyunculuk eğitimleri alıyorum.
Setin ilk günü neler yaşadın?
Bayağı zorlandım çünkü hiçbir şey bilmiyordum. Biri geliyor, “Yılmaz üç adım geri say, kızı gör, sonra bir şeyler yap” diyor. Neyi yapacağımı şaşırdım (Gülüyor). İlk gün herkesi terlettim tabii. İşin sorumluluğu da çok büyüktü. Her şeyden önce benim ilk başrol deneyimimdi.
Küçükken kiloluymuşsun ve kendine bakmıyormuşsun. O kırılma anını merak ediyorum. Nasıl değişti her şey?
Sadece yemek yemeyi düşünüyordum o zamanlar. Hoşlandığım kızlara bile açılamıyordum (Gülüyor). Liseye geçerken boyum uzadı. Kilo vermeye başladım. Baktım böyle her şey daha iyi, kendime dikkat etmeye başladım.
Hem yakışıklı hem başarılı bir gençsin. Tüm bunları taşımak zor olmuyor mu?
Aileme çok şey borçluyum bu konuda. Bana hayatın her yönünü bilinçli olarak yaşattılar. Maddi durumumuz her zaman iyiydi ama yeri geldi yerde bile yemek yedim. Bunu ve daha fazlasını bilinçlenmem için yaptılar. Best Model Türkiye’de ve Best Model World’de birinci oldum. Bahtiyar Ölmez’de 26 bölüm başrol oynadım. Bunlara kendimi kaptırıp çok başka yerlere gidebilirdim ama gözüm ailemin sayesinde boyanmadı.
Tüm bunlar seni hiç değiştirmedi mi?
İnsanın karakterinin ne olursa olsun değişmemesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanlarla aramda bir fark yok. Benim mesleğim oyunculuk ve onu hakkıyla yapmaya çalışıyorum. Setteki çay servisi yapan ağabey de işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Ben sadece ekran önündeyim o kadar. Bu hiçbir şeyi değiştirmez, karakterimi de…
Bu kadar yakışıklı olmanın avantajlarını yaşıyorsundur kuşkusuz…
Küçüklüğümden beri hiç aşk acısı çekmedim. Girdiğim her yerde dikkat çektim. Bunlar avantajları herhalde (Gülüyor).
Hiç aşık olmadın mı?
Hayır. Karşıma çıksaydı anlardım (Gülüyor).
Sence nasıl bir aşık olursun?
Kız arkadaşını seven, romantik, ona karşı dürüst bir adam olurum.
Peki, yakışıklı olmanın dezavantajları var mı?
Göze çok batıyorsun. Yaptığın şeyler asla unutulmuyor. Bir de kilo almamam gerekiyor. Eğer kilo alırsam, yakışıklılığımı kaybederim korkusu yaşıyorum. “Doğal olarak ilgi üzerimden gider mi?” diye düşünüyorum.
Günün birinde keyfine göre beslenmek istemez misin?
İsterim tabii ama bunun için daha çok zaman var. Şu an fiziğim ve dış görünüşüm donanımlarımdan birkaçı. Benim 5 kilo almam demek, beni ruhen de kötü hissettirir. Ekranda kötü görünmemeliyim.
Senin gibi fit görünmek için nasıl beslenmek gerekiyor?
Beslenme düzenimi belirlemek için DNAFit’e gittim ve orada vücudumun hangi besinlere alerjisi olduğunu, hangi besinleri tüketmem gerektiğini öğrendim. Ardından bir yemek firmasıyla anlaştım. Kalorisi, besin değerleri ayarlanmış dört öğünüm kapıma geliyor.
Spor da yapıyorsundur…
Haftanın 5 günü spora gidiyorum. Bazen günde iki defa (Gülüyor). Sabah 06.00’da spor salonuna gidiyorum. Daha çok fonskiyonel çalışıyorum.
Yaşam düzenin için dikkat ettiğin başka şeyler var mı?
Gece hayatını sevemem, neredeyse hiç çıkmam. Erken uyurum. Bunları zorunluluk diye değil, sevdiğim için de yapıyorum.
Kendini nasıl tanımlarsın?
Hırslı, düzenli ve disiplinli biriyim.
Senin gibi Best Model’dan sonra oyuncu olan isimleri kendine örnek alıyor musun?
Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy gibi isimlerin kendilerini geliştirmelerini beğeniyorum ve örnek alıyorum.
Alışveriş ile aran nasıl?
Pek yok. Pantolon, tişört, spor ayakkabı seviyorum. Basic biriyim. Bir erkeğin de böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Skinny fit veya kısa paçalı pantolon giyen, eldiven ve fular takan erkekleri abartılı buluyorum.
Yaz için plan yaptın mı?
Görüşmelerine devam ettiğim bir proje var. Umarım olur, bu yaz da çalışacağım.

Röportaj: Didem Yeniay