Cansu Rüzgar: “Ben bu işi mutfağında öğrendim”

Röportaj: Ecem Saral @eceminsectikleri

Women’s Style Türkiye: “Mlini Jewelery“ olarak tanıyoruz sizi. Aslında 1984 yılında, “Rüzgar İnci” olarak Kapalı Çarşı’da babanız tarafından işinizin temelleri atıldı. Neden babanızın yolundan gitmeye karar verdiniz?

Cansu Rüzgar: Babamız Ali Rüzgar, sektörün önde gelen isimlerindendir. Onun kurduğu Rüzgar İnci markası geçmişten bu yana birçok firmaya ve tasarımcıya tedarik sağladı. Bu süreçte biz de kendisinden işin hem ticari hem de ahlaki yönünü öğrendik.

W.S.:  Takı tasarımı yapmaya başlamadan önceki Cansu’yu tanıyabilir miyiz?

C.R.: İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde Kamu Yönetimi bölümü okudum. Eğitim hayatımın yanında 15 yaşında farklı sektörlerde iş hayatına atıldım. 22 yaşında eşim Yunus Rüzgar ile tanıştım. Ardından takı sektörüne adım attım. Kayınpederim Ali Rüzgar’dan edindiğim tecrübeler hayatımda bambaşka bir sayfa açmamı sağladı.

W.S.: Bütün takılarınız zamansız ve mekânsız, bütün tasarımlarla siz mi ilgileniyorsunuz yoksa ekibiniz var mı?

C.R.: Tasarımların hepsi bana ait. İnci dendiğinde akla direkt orta ve ileriki yaşlardaki kişilerin kullanabileceği modeller akla geliyor. Ama ben daha gençlere de hitap eden, hem günlük hayatta hem sportif kombinlerle kullanılabilen, hem de klasikten vazgeçmeyenlere de hitap eden tasarımlar yapıp bu anlamda boyut ve algı değiştirmeyi hedefledim.  Amacıma da ulaşmaya başladığımı düşünüyorum.

W.S.: İnci mağazanızın yanına Diamond mağazanızı da eklediniz. Bu süreçten bahseder misiniz?

C.R.: İnci ile başlayan tasarımlarımıza ilk etapta gümüşü ekledik. İncili ve gümüşlü tasarımlarımız büyük ilgi gördü. Ardından mücevherli özel tasarım siparişleri de almaya başladık. Yol bizi mücevher dünyasına doğru götürünce, bu sefer edindiğimiz tecrübeleri, bu alanda da kullanmaya karar verdik. Mlini Jewelery çatısı altında Mlini Diamond’ı da Nişantaşı’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde açtık.

W.S.: Tasarımınızın her biri çok titizlikle hazırlanmış, bunun için aldığınız eğitimleri bizimle paylaşır mısınız?

C.R.: Kapalı Çarşı bu işin en önemli eğitim yeridir. Ben işi mutfağında öğrendim. Oradaki ustaları izleyerek, gözlemleyerek başladım, ardından kendim işin içine dahil oldum.