Birsu Demir” Çok daldan dala atlamayı seven bir insan değilim. Boğa burcu olduğum için sabit bir insanımdır. İlişlerim genelde uzun sürer. Benim için ilk başta merhametli olması çok önemli. Bir de çocuklara nasıl davrandığı çok önemli.”

Röportaj: Ecem Saral @eechemmm
Fotoğraf: Tunca Sarışen @tuncasarısen
Saç & Makyaj: Sibel Öker @sibelokerr
Styling: Due 2 @due2_store

Women’s Style Türkiye: Çocuk yaşta oyunculuğa başlayan birisi olarak ne tür zorluklarla karşılaştın? Set ortamlarından fırsat bulup çocukluğunu özgürce yaşayabildin mi?
Birsu Demir: Elbette çocukluğumu hem özgürce yaşayabildim hem de yaşayamadım. 8 yaşında oyunculuğa başladım. Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde eğitim aldım. Ama bu benim küçükken çok hiperaktif olduğum için ailemin beni gönderdiği bir kurstu. Aslında yolumun buraya geleceğini bilmiyordum. Sadece aktivite gibi bir şeydi. Ama sonra hayat bir şekilde beni buralara getirdi.
İlk işim zaten Bir Demet Tiyatro idi. Hatırlıyorum, o zamanlar siyah beyaz Motorola telefonlar vardı. Herkes “ Niye küçücük çocuğun eline telefon vermişler” diyorlardı. Okula gidemiyorum sete gidiyorum ve annem ve babamla görüşmek zorundayım. Onun dışında Sultanahmet’te doğdum ve büyüdüm. Babam turizmle ilgilendiği için ben de turistleri gezdiriyordum. Çocukluğumu da yaşadım çalıştım da… Çok yoruluyordum. Psikolojimin bozulduğu zamanlar çok oldu. Televizyonda iş yaptığım için yaşıtlarından farklı oluyorsun.
W.S.: Sokakta nasıl tepkilerle karşılaşıyorsun?
B.D.: “Hadi bir gider yap”, “Ağabeylik taslasana” , “ Keşke benim de kızım senin gibi olsa” gibi tepkilerle karşılaşıyorum. İnsanların beni televizyonda gördükleri gibi gerçek hayatta da zannetmeleri bazen beni üzüyor ama rolümün de hakkını verdiğimi görüyorum.
W.S.: Yeni projelerinden bahseder misin?
B.D.: Ben aslında uzun zamandır çalışmıyorum. Biraz da hayat bu noktaya getirdi. Belki de kaderimin bu şekilde olması lazımdı. Onun dışında zaten lisede de güzel sanatlar bölümünde okudum. Şu anda da Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde okuyorum. Zaten okulum çok yoğun olduğu için açıkçası benim kafamı kaşıyacak vaktim olmuyor. Ama çalışmanın vakti geldiğini düşünüyorum. Bu zamana kadar da rol üstüme yapıştı. Herkes beni öyle zannettiği için şu an bile beni oradaki çocuk zannediyorlar. O yüzden benim kırılma noktasına ihtiyacım vardı. O zamanında benim için geldiğini düşünüyorum.
W.S.: Açıkça söylemek gerekirse, sosyal medyada seni gördüğümde “Ne kadar değişmiş?” dedim kendi kendime. İlk gördüğümde hemen aklıma Alemin Kralı geldi. Aslında birçok projelerde yer aldın. İnsanlar seni o dizi ile tanıyor. Bunu nasıl kırarsın?
B.D.: Ben aslında okulu yetenek sınavı ile kazandım. Demek ki yeteneğim varmış. Sadece o dizide değil hem kısa filmde hem de uzun metraj filmlerde de oynadım. Ama böyle olması gerekiyormuş. Ben bu yola baş koydum.
W.S.: Aşk hayatın nasıl? Ne tür erkeklerden hoşlanırsın?
B.D.: Çok daldan dala atlamayı seven bir insan değilim. Boğa burcu olduğum için sabit bir insanımdır. İlişkilerim genelde uzun sürer. Benim için ilk başta merhametli olması çok önemli. Bir de çocuklara nasıl davrandığı çok önemli. Nedense hep çocuğa davrandığında onda o baba içgüdüsünü almaya dikkat ediyorum. Aile ortamlarını seven bir kızım. Babamla aynı anda birbirimizi hem severiz hem de kavgamızı da ederiz. Değişik bir ilişkimiz vardır.
W.S.: Cesur olmaktan gördüğüm kadarıyla kaçmıyorsun. Bunun avantajlarını ve dezavantajlarını anlatır mısın?
B.D.: Aslında bunun avantajı var mıdır bilmiyorum. Instagram sayfamdaki postlarımın aslında cesurluk adı altında olmasını istemem. Ama ataerkil bir toplumda yaşadığımız için benim bikinili koyduğum bir fotoğraf nedense iç çamaşır diye algılanıyor. Dezavantajları herkesin başına geliyor. Sürekli instagram sayfasında klavye delikanlıları sizi aşağılıyorlar. Sizi demoralize etmeye çalışıyorlar, damgalar koyuyorlar. Bunlar beni çok üzüyor. Ama buna göre de yaşayamam.
W.S.: Sosyal medya ile aran nasıl?
B.D.: Çok iyidir. Instagram ve twitter sayfamı aktif şekilde kullanıyorum.
W.S.: Kendin ile ilgili 3 özellik nedir?
B.D.: Asiyimdir. Dik başlıyım, çok alınganım ve vefakârımdır. Karşımdaki insanı sevmesem de bana bir iyilik yaptıysa onun mükâfatını ne olursa olsun vermek isterim. İyilikleri asla unutmam.
W.S.: Tam 21 yaşındasın, hayallerinden bahseder misiniz?
B.D.: Bu noktaya gelebilmek için her ne kadar da ara versem de çok çabaladım. Üzüldüm çok ağladım. Çok kez vazgeçtim. Doğru insan değil miyim? Ama bunu hangi meslekte olursak olalım bir şeyleri başaramadığımız zaman bunu söylüyoruz. Çok gözyaşı döktüğüm zamanlar oldu. Ama ne olursa olsun hayallerimden vazgeçmedim. Yurt dışında bir şeyler yapmak istiyorum. Ama önce okulumu bitirip daha sonra gerekirse yurt dışında yüksek lisans yapmak. Ayrıca Hollywood’daki ünlü yönetmenlerle tanışmak çok isterim.
W.S.: Kiminle tanışmak isterdin?
B.D.: David Lynch ile tanışmayı çok isterdim. Onun filmleri bana çok enteresan geliyor. En son Blue Velvet’i izledim. İzlerken bunda ne anlatmaya çalıştı? Aslında hayata da bir anlam aramadan yaşamak gerekiyor. Quentin Tarantino ile de çok tanışmak isterdim.
W.S.: Pişman olduğun halde yaptığın şeyler neler?
B.D.: Aslında çok alıngan çok demoralize olmaya hazır bir yapım var. Her şeyden de pişman olmaya meyilliyimdir. 21 yaşında olsam da ne kadar pişman olursan ol sonuçta hiçbir şeyi geri getiremiyorsun. Yaşadığım hiçbir şeyden pişman olmuyorum. Zaten beni olgunlaştıran büyülten şeyler pişmanlıklarım.
W.S.: Kendi hakkında şaşırtıcı ama gerçek ne söylemek istersin?
B.D.: Instagram sayfamdaki gibi gözüktüğüm, o havalı bakışlar atan kişiyim ama bunu yapmak zorunda olduğum şey de mesleğim. Sosyal medya çok önemli. Orada bir şeyleri kırmaya çalışıyorum. Orası herkes için PR noktası. Orada kendimizi pazarlıyoruz. Ben de orada gülmeyen ciddi kız profili çizmeye çalışıyorum. Ama onun dışında yemek ve temizlik yapmayı çok severim. Aşırı zevk alıyorum. Evleneyim, çocuğum olsun, mantı yapayım böyle bir kızımdır. Dışarıdan gözüktüğü gibi değilim, çok farklı bir insanımdır.
W.S: Çantanda ne taşırsın?
B.D. : Çantamda dudak kremimi taşırım. Onun dışında kirpik kıvırıcı parfüm ve deodorant taşırım.
W.S: Estetiğin var mı?
B.D. : Burnum. Herkes bana neler neler söylüyor! Oranı mı yaptırdın buranı mı yaptırdın diye? Gerçekten yok. Bir tek burnumu yaptırdım. Onu da kim sorsa söylüyorum zaten.