Türkiye’de hala büyük bir tabu olan yetişkin filmlerinin önemli oyuncusu Şahin K, aslında hiç de göründüğü gibi biri değil. Son derece sıcakkanlı ve milliyetçi olan bu adam aslında bu sektöre insanlara cinselliği filmlerdeki yapaylıktan çıkartıp normal hayatta nasıl olması gerektiğini göstermek için girmiş. Sonunda ise bir fenomen oldu ve bugün o filmlerde oynamasa bile adı hala en çok bilinen isimlerin başında yer alıyor.

Röportaj Mert Duran Fotoğraf: Ecem Saral
Women’s Style Türkiye: Şahin K. Yetişkin film sektöründen emekli oldu mu?
Şahin K.: Evet. Oradan emekli oldu. Aslında emekli olmadım da kendi isteğimle bıraktım diyelim. 2000 yılında kendime bir hedef koymuştum. Bu işe başlarken dedim ki; ben buradan gidip Türk sinemasında bir komedi filmi yapacağım. 10 sene mücadele ettim, 10 sene sonra 2010 yılında Günah Keçisi filmini çektik. Onu çektikten sonra dedim ki kendi kendime “Sen hedefine ulaştın. Başlangıçta senin hedefin buydu. Artık her şeyden elini ayağını çek.” Ama emekli olmadık, bakarsın bir jübile yaparız😊

W.S.: Avrupa’da ve Amerika’da bu filmlerin kendi endüstrileri var. Ülkemizde ise ayıp gözüyle bakılıyor. Sizce bir gün bu filmlere “porno film” yerine “cinselliği öğreten filmler” olarak bakılır mı?
Ş.K.: Zamanında mesela Amerika’da bu tarz filmler yasaktı. Hatta bir film oyuncusu vardı California Valiliği’ne aday olmuştu. Kendisi tekerlekli sandalye ile yürür. Bu işin ilk filmini çeken oydu. Adamı birisi vurdu. Ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum etti. Bu iş Amerika’da serbest bırakıldıktan sonra tecavüz oranlarında %25 azalma oldu. Avrupa’da da öyle aslında. Şimdi orada bunların dükkanları vardır. Orada kabinler vardır. Buraya insanlar gelip filmini seyreder. Bu bir sektör. Bu işlerden binlerce insan ekmek yiyor. Bu işin aynı zamanda fuarları düzenleniyor. Ben bu fuarlarda çok bulundum, ödül de aldım. Ülkemizde yasak ama izlenme oranlarına bakarsan dünyada ikinci ya da üçüncü sıradayız. Japonlardan sonra geliyoruz. Aslında serbest bırakırsa birçok insan bu işten para kazanır. Şu andaki durumda ben bunu pek göremiyorum. İleriki dönemde belki olabilir.
W.S.: Bu sektörde para var mı? Ya da kimler para kazanıyor? Yapımcı mı oyuncua mu?
Ş.K.: Bu sektörde parayı sadece yapımcılar kazanır. Oyuncular normal sinema sektöründeki gibi para kazanmaz. Avrupa’da bayan bir oyuncunun sahne kazancı 300 Euro’dur. Kimse bu işe bel bağlamaz. Herkes bu işi ek gelir olarak yapar. Sinema oyuncusu gibi para kazanılmaz bu işten.
W.S.: Bu yetişkin filmlerinden kendinizi emekli ettiniz. Komedi filmlerinde oynamak istiyorsunuz. Hatta başladınız. Peki teklif geliyor mu? Yoksa gelen teklifler bildiğimiz Şahin K rolleri üzerinden mi geliyor? Filmlerde kendini mi oyna diyorlar yoksa farklı rol teklifleri geliyor mu?
Ş.K.: Bir işe nasıl başlarsan öyle gidersin. Geliyor bazı teklifler + 18 sahneler, ben kabul etmiyorum. Beğendiğim komedi filmi teklifi gelse oynarım. Genelde 1 ya da 2 dakikalık figüranlık teklifler geliyor. Rusya’dan kalkıp onlar için gelmek istemiyorum. Çünkü aldığın para senin uçak biletine yetmez. Onun için rahatımı bozmaya gerek yok.
W.S.: Sibel Kekilli de kredi kartı borcu yüzünden yetişkin filmlerinde oynamıştı. Ama oynadığı diğer filmlerle de bir sürü ödül aldı. Sizce bu onun başarısı mı yoksa yetişkin filmlerinde oynayan bütün rollerin altından kalkar mı?
Ş.K.: Bu kendi başarısıdır. İlk filmine Fatih Akın oyuncu seçmelerine onu çağırdığında bu film geçmişini biliyordu. Bizim bütün Türk gazeteleri benim başıma üşüştü. Bu kadını tanıyor musun? Sibel Kekilli’nin 1 ya da 2 filmi var sanıyordu. Bir baktık. Çokça varmış. Bize de gelmemesinin sebebi Türk firması olduğumuz için. Çünkü orada ismini değiştirmiş. Gizli kalmak istemiş. Ama ödül alınca her şey ortaya çıktı.

W.S.: Yetişkin filmlerinde oynayan çoğu rolün altından kalkabilir mi? Yoksa hangisinin oyunculuğu daha zor; yetişkin filmi mi komedi mi?
Ş.K.: Yetişkin filmi o kadar zor değil ki! Normal filmler çok zor. Sibel Kekilli de her rolün altından kalktı. İspatladı kendisini.
W.S.: Geçtiğimiz yıl Rocco Siffredi bir markanın sponsorluğunda ülkemize geldi. Bir de yetmedi. Herkes onunla röportaj yapmak için birbirleriyle yarıştı. Üstüne de Netflix adamın sektörü bırakmasını konu alan belgesel yaptı. O da çokça bir izlendi. Size ise insanlar hala “Denizden gelen adam” diyorlar. Peki sizce siz bu işi Türkiye’de değil de başka ülkede yapsaydınız hayatınızda ya da kariyerinizde neler değişirdi? Ya da bu sektörde Türk olmasaydınız aynı filmleri yapsaydınız neler olurdu?
Ş.K.: Zaten şimdi Arnold Schwarzenegger gibi pek çok oyuncu erotik film sektöründen gelmektedir. Belki daha farklı şeyler olabilirdi. Ama ben memnunum. Beni Avrupa’da da tanıyorlar, Amerika’da ise filmlerim satılıyor. Dünyanın her yerinde tanıyorlar, ben memnunum. Türk vatandaşları da beni sevdi. Bu bana yetiyor. Edirne’den Kars’a gideyim, en ücra köyün köşesine gideyim yine tanıyorlar. Bugün ünlü bir film sanatçısı olsam belki tanımayacaklar. Beni herkes ağabeyi ya da arkadaşı gibi görüyor. Bazen film starlarını gördüklerinde çekingen davranırlar bizde ama bende mesela öyle bir şey yoktur.
W.S.: Şu anda Ekşi Sözlük’te adınıza açılmış 49 sayfalık gönderi var. Bu sayıya ulaşamayan nice ünlüler veya siyasetçiler var. Bunun sebebi nedir sizce?
Ş.K.: Sinan çetin isyan etmişti. Senin hakkında 49 sayfa var benim hakkımda 4-5 sayfa var diye. Onun da hepsi küfür😊 Demek ki halk beni ve özellikle gençler beni sevdi ki böyle bir yansıma olmuş.
W.S.: Ekranda olmanızı isteyenler sizi daha serbest olan dijital platformda görebilirler mi?
Ş.K.: Olabilir. Şu aralar birkaç çalışmamız var. Bana çok teklif geldi; Youtube kanallarından tutun da Tik Tok’tan canlı yayınlarımıza katılır mısınız diye. Ben bunları kabul etmedim. Rusya’dan pek istemiyorum. Türkiye’de yaşasam belki kabul ederdim.
W.S.: Canlı yayın değil de bir Blu Tv veya Exxen’de yayınlanacak gibi bir dizi olsa oynamak ister misiniz?
Ş.K.: Evet isterim. Tatilim bitsin İstanbul’a dönünce birkaç kişiyle görüşeceğim. Bende biliyorum çok görmek istiyorlar ekranda beni. Mesela Tik Tok uygulamasında bir arkadaşım rica etti 10 saniyelik bir video yollar mısın? Çektim yolladım. Adamın şimdiye kadar yaptığı programların içinde şimdiye kadar en çok izlenen video oldu, bir haftada 1 milyon 200 bin kişi izledi. Ben insanların karşısına çıkacaksam güzel bir şey ile çıkmak istiyorum. Onları mutlu edeyim, o yüzden biraz bekliyorum. Komedi olsun istiyorum.
W.S.: Size en çok sorulan soruların başında büyük ihtimalle cinsellik vardır. Haydar Dümen gibi size de sorular geliyordur. Bir evlilik için cinsellik evliliğin yüzde kaçıdır?
Ş.K.: Cinsellik elbette evliliklerde önem taşır. %50’sidir. Hatta % 60’ı da diyebiliriz. İki tarafında mutlu olabilmesi için cinsellik şart.


W.S.: Kaliteli cinsellik mi sayı bazında cinsellik mi?
Ş.K.: Kalite, sayıya takılmayacaksın. Güzel bir ilişki yaşadın mı o 10 defa birlikte olmaya bedeldir.
W.S.: Mutlu bir evlilik için insanlar cinsellikte neye dikkat etsinler?
Ş.K.: Öncesinde ön sevişme bu işlerde çok önemlidir. Karşı tarafı da önemsemek gerekiyor.
W.S.: Cinsellik kaç yaşında başlamalı ve de kaç yaşına kadar devam etmeli?
Ş.K.: Eğitimsel olarak 18 yaş diyorlar ama bence 16 yaşında başlamalı. Bu eğitimsizlik yüzünden açız aslında. Sonu ise kişinin fizyolojisi ile alakalı. Gidebildiği kadar 😊
W.S.: Çocuğa tecavüz oluyor, kadına, hayvana…
Ş.K.: Eğitim verilirse bunlar olmayacak. Şu film yasakları kaldırılırsa insanlar böyle olmaz. Bence bu yasaklar kaldırılırsa tecavüz olayları da azalır. Amerika’da filmler serbest bırakıldıktan sonra oranlar düştü.
W.S.: Almanya’da FKK’lar var. Bu bir kültür onlar için. Sadece cinsellik olarak bakmıyorlar. Türkiye’de böyle bir şey olmasına kimse mümkün değil diyor. Genel evler bile kapatıldı. Ama mesela twitter’a girdiğinde her taraf eskort ilanından geçilmiyor. Sizce biraz daha serbest kalmalı mı?
Ş.K.: Elbette kalmalı. Yasaklar her zaman insanların daha çok ilgisini çeker. Serbest bıraksan adamın hiç dikkatini bile çekmeyecek. Yetişkin film piyasası da çok düşüşte, eskiden fuarlarda metrekaresine 5 bin Euro para alırlardı. Şimdi 5-6 metreye 3 bin Euro veriyorlar stand için. Her şey dijitale döndü. İnsanlar artık internetten canlı yayın izliyorlar.
W.S.: Sosyal medyada var mısınız? Sosyal medyada araştırılınca hep sizin paylaşımlarınız öne çıkıyor. Hangisi gerçek Şahin K?
Ş.K.: Sosyal medyada varım. Facebook’ta vardım. Benim sayfamı kapattılar. Yıllarca emek verdiğimiz takipçi dolmuştu ama yeniden açmadım. İnstagram’ı sevmiyorum, twitter’da varım. O da yetiyor bana.
W.S.: Özellikle “Kaset sıkıntısı olmayan tek adayım. Kaçırmayın beni” twitiniz çok konuşulmuştu.
Ş.K.: Ben milliyetçi bir adamım, bazı şeyleri gördüğün zaman duramıyorsun. İnsan olarak tepki gösteriyorsun. Normal Türk insanının yapması gereken şey bu. Ben haksızlığa, yolsuzluğa, hırsızlığa tahammül edemiyorum. Babam yapsa karşısına çıkarım. Sen derim haksızsın. Ben dayanamıyorum. Bana diyorlar “Sen karışma bu işlere, işine bak” Ben Türk vatandaşı değil miyim? Neden karışmamayım? Susacak mıyım? Susmam! Sonuna kadar giderim.
W.S.: Cezaevine girmekten hiç korkmuyor musunuz? Cezaevi geçmişiniz de var aslında…
Ş.K.: Hiç korkmuyorum. Cezaevine girsem de beni orada krallar gibi karşılıyorlar. Gireceksem böyle şeylerden gireyim.