Bir yerde okumuştum, sanırım küçükken kendinizi Coco ve Chanel olarak tanıtıyormuşsunuz. Nedir bunun hikayesi? Ve tabii merak ettiğim bir diğer konu da Coco Chanel’in size ne ifade ettiği…
Tuba: Sanat ve tasarımın çok yoğun olduğu bir evde büyüdük. Annemizin en beğendiği iki tasarımcı Coco Chanel ve Thierry Mugler idi. Çok küçük yaşta olduğumuz için Coco ve Chanel adında iki kardeş olduğunu düşünmüştük ve kim ismimizi sorarsa Ezra Coco, ben de Cahnel’im diyorduk. Hatta ileri zamanlarda evcil hayvanlarımızın hepsinin ismi ya Coco ya da Chanel oldu.
Ezra: Evet, mesela Coco Şadi, yolda kabuğu kırık olarak bulduğumuz kaplumbağamızdı. Chanel de sarı kanaryamız ile bir sürü kedi ve köpeğimizin ismi oldu. Coco Chanel’in yarattığı farklılıklar ve onun gücü bizi esas etkileyen yönleridir. Hayatını ezbere bilmemize rağmen hâlâ onunla ilgili dökümanları ya da kitapları okumayı çok seviyoruz.
Peki, sizce Coco Chanel gibi farklılıklara imza atıyor musunuz?
Ezra: Sadece bir çocukluk hayranlığı değil tabii ki bu. 2009’dan itibaren Federation Francaise de la Couture du Pret-a-Porter des Couturies et des Createurs de Mode tarafından davet edildiğimiz “Mode à Paris” ve Milano Moda Haftası kapsamında hazır giyim koleksiyonlarımızı 2009 ve 2012 yılları arasında defileler ve sergiler yaparak tanıttık. Çok yoğun ve maddi güç isteyen bir süreçti. Basında çokça yer aldık, siparişler geldi. Fakat istihdam sağlayarak yaptığımız bu operasyonlar bir müddet sonra bizi yordu. Ardından 2012 Aralık ayında iki kardeş, “Farklılığımızı ortaya koymalı ve farklılıklar yaratmalıyız” dedik. Tıpkı Coco Chanel’in kadınları korselerden, eteklerden kurtarıp takım elbiseleri giymelerini sağladığı farklılık devrimi gibi…
Tuba: Farklı beş projemizi hazırlayıp hayata geçirdik ve Intel ile iletişime geçtik. Fikirlerimiz orijinaldi ve dünya çağında yer buldu. Biz “giyilebilir teknolojilerde” ilk giyilebilir ürünü hayata geçirdik. Ve durmadık! Şimdilerde pazara çıkmaya hazır dört ürün daha hazırladık. Biz sadece kıyafet tasarlamıyoruz. Eğitimlerimizin bize sağladığı bilgi ve kendimizi geliştirdiğimiz her konunun katkısı ile biz “Hayatı Tasarlıyoruz” dedik. Artık yaşam alanlarınızda “ezratuba” markasının akıllı dokunuşları ile kullandığınız objelerde akıllara imza atıyoruz. Bu projeleri profesyonel şirketler ile hayata geçiriyoruz. Örneğin mimari çalışmaları BM Mimarlık Murat Akdağ ile gerçekleştiriyoruz. En son olarak hava alanı launge için ürün ve mekan tasarımı hazırladık.
“Kumaşlar havaya göre vücut ısınızı sabitliyor ya da desen değiştiriyor”
Biraz daha detaylandırmak gerekirse tasarımda teknoloji kullanımını nasıl tanımlıyorsunuz?
Tuba: Ayrılmaz ikili artık. Teknolojisi gelişmemiş ve AR-GE’si olmayan markaların sürdürülebilirliği oldukça zor olan bir döneme giriyoruz. Bizim AR-GE çalışmalarımız var. Bu konuda dünya çapında birkaç tasarımcı arasında gösteriliyoruz. Fakat büyük ve güçlü markalar bu konu üzerine ciddi yatırımlar yaptı. Hızla büyüyerek pazarda atılımlar yapacaklar. Biz de orijinal fikirlerimizi geliştirerek sektördeki değişikliği, öncü olma arzusu ile takip ediyoruz. Yeni akıllı kumaşlar ve orijinal fikirler özellikle Türk tekstilini oldukça ayağa kaldıracaktır. Artık biz milyon adet basic ürün yapan bir ülke olmaktan, dünyanın servis almak için sıraya girdiği orijinal markalar yaratmalıyız hem kumaş hem de konfeksiyonda.
Peki, bununla ilgili ne gibi yenilikler mevcut?
Tuba: Sürdürülebilirlik, nano-teknoloji, giyilebilir teknolojilerde özellikle farklı kumaş çalışmaları ile ilerliyoruz. Örneğin vücut ısınızı herhangi bir hava koşuluna göre sabitleyen ve hava sıcaklığı değiştikçe desenlerde değişim yapan bir kumaş, gibi birçok projeye imza atmaya başladık. Biz artık moda tasarımının en önemli ayağının fonksiyonel kumaşlar olduğuna inanıyoruz. Siz ne kadar tasarımda güçlü olsanız da bir fonksiyonellik, bir zeka konforu ve hız sunamazsanız tüketicinin algısının içinde olamazsınız.
Ezra: Dünyanın en büyük çöp yığını fast-fashion sayesinde kıyafetler polyester ağırlıklı. Ve bu kıyafetler maalesef ki doğada çok uzun zaman yok olmuyor. Biz de toprağa değdiğin zaman belli bir sürede çözülüp yok olan kumaşlar üretmeye, vücudunuzda size veri sağlayabilen akıllı ve hayatınıza renk katacak ürünlere yöneldik. Şu sıralar akıllı ipler için çalışıyoruz. Çok önemli firmalar, enstitülerle işbirlikleri yaptık. Bir de yine bu dönemde sağlık üzerine yaptığımız çalışmalar iki yıl önce en çılgın işlerdi ama şimdi gayet günlük üretilebilir ve alınabilir durumdalar. Bu nedenle galiba bizim hayallerimiz var ve hepsi en uçuk fikirlerle hayat bulup gerçekleşiyor. Hiç bir şey sonuçta uçuk değil!
“Bu yaz biraz romantiğiz. Pudra renkleri, bebe mavileri, kırık beyaz hologramlı kumaşları danteller ile bir araya getirdik.”
EzraTuba tasarımlarının kadınını tarif edebilir misiniz?
Ezra: Bizim kadınımız sosyal, farkındalıkları olan duyarlı bir kadın. Teknoloji sayesinde hayatın içinde ve bilgili bir tüketici… Gardırobunda uzun yıllar kalacak parçalar tercih edenler için tasarlıyoruz.
2017 Bahar ve Yaz Koleksiyonunuz’un ilham kaynağı ne oldu?
Tuba: Özgür olmak başlangıçtan bu yana doğamızın yaradılışında var olan bir olgu. Dönemler arası geçişe, doğanın oluşumundaki denge ve ileri teknolojiye tanıklık ediyor yeni koleksiyonun kadını. Aplikelerde, kumaşlarda nano-teknolojiden yararlandık. Koku yapmaz, terletmez klimatif kumaşlar kullandık. Özel olarak Gallery La Fayette için hazırladığımız “u are star”, David Bowie’ye ithaf ettiğimiz koleksiyonumuzda “be strech” enine boyuna likra ve toplayıcı özelliği olan aynı zamanda leke tutmaz beyaz Orta Anadolu’nun üretimi olan denim kumaşlar kullandık.
Renkleri neye göre belirlediniz?
Ezra: Biz bu yaz biraz romantik bir dönem geçiriyoruz. Pudra renkleri, bebe mavileri, kırık beyaz hologramlı kumaşları danteller ile bir araya getirdik. Daha uçuşan kumaşların ve formların olduğu bir koleksiyon ortaya çıktı.
Tuba: Bizim koleksiyonlarımızda gündüzden geceye her yerde kullanılabilecek farklı gamlarda ürünler yer alıyor. Bu nedenle her anınız için birbiri içinde kombinleyebileceğiniz ürünlere erişebiliyorsunuz.
Peki, teknoloji bu koleksiyonun neresinde?
Ezra: Bu sene 20 renk ve 20 desen değiştiren bir clutch tasarladık ve ilk satışı için sergiledik.