Aslı Saçar Women's Style Türkiye

“Benimkisi bir ‘Aşk’ hikayesi”

Röportaj: Çağla Gül Saraç @caglagulsarac

Women’s Style Türkiye: Kariyerinize baktığımızda sizi çok yönlü biri olarak görüyoruz. Hikayenin başına dönersek sizin için süreç ilk nasıl başladı, kısaca anlatır mısınız?

Aslı Saçar: Evet gerçekten de çok yönlüyüm. Kurumsal hayatta Türkiye’nin büyük bankalarında kurumsal İletişim ve pazarlama müdürlüğü yaptım. Aynı dönemde annemle birlikte Bebek’te bir kafe-bar açtık. Mekanımız o kadar popüler oldu ki dolup taşmaya başladı. Baktım iki tarafa yetişemeyeceğim. İşte o zaman kurumsal iş hayatına veda edip kafemizde çalışmaya başladım. Kendi patronum olmanın avantajını kullanıp, çok sevdiğim sahneyle buluşmak için zaman zaman kendime izinler verip özel bir tiyatroda oyunculuk yapmaya başladım. Ve bir gün kendime dedim ki; “Aslı sen hayatının geri kalanında ne yapmak istiyorsun?” Beni mutlu eden şeyin sahne ve kamera önü olduğundan emin olunca kafeyi kapatıp yoluma oyuncu olarak devam etmeye karar verdim ve yetişkin hayatımdaki oyunculuk hikayem de böyle başladı.

W.S.: Oyunculuğa ilginiz nereden geliyor?

A.S.: Benimkisi gerçek bir aşk hikayesi. İlk ve ortaokul yıllarında TRT de bir dizide çocuk oyuncuydum. Sinema ve tiyatro oyunculuğunu o kadar çok seviyordum bu mesleğe adeta aşıktım. Üniversite içinde oyunculuk okumak da istiyordum ama maalesef olmadı. Çünkü o yaşlarda insan tam olarak ne istediğini bilemiyor. Ben de farklı bir tercih yapıp yanlış yöne gittim. Ama oyunculuk aşkı, hep içimde alev alev yanıyor ve beni hep çağırıyordu. Ben de onun bu ısrarlı çağrısına kayıtsız kalamadım ve peşine takıldım.

W.S.: Oyunculuğunuzu geliştirmek için neler yaptınız, yapıyorsunuz?

A.S.: Özel tiyatroda oynarken bir yandan da oyunculukla ilgili eğitimler almaya başladım. Sektörün en önemli okullarına gittim, özel dersler aldım. Kayda değer önemli tüm workshoplara katıldım. Hiç vazgeçmedim, sabrettim, inandım. ‘Kalp Atışı’yla dizi sektörüne giriş yaptım. Ardından sinema filmleri, reklamlar derken bir anda kendimi Yeşil Vadi’nin Kızı dizisinde buldum.

W.S.: Çok farklı iş alanlarında olup oyunculuğa geçiş sürecinizden yola çıkarak, oyunculuk hayali olan izleyicilerinize bir tavsiyeniz var mı?

A.S.: Yaşın kaç olduğu hiç önemli değil. Hayalleri neyse onu da çok istiyorlarsa asla peşini bırakmasınlar. Ona sıkı sıkı sarılıp peşinden gitmeye devam etsinler. Karşılarına çıkacak olumsuzluklardan kesinlikle yılmasın, vazgeçmesinler. Sabırlı ve ısrarcı olsunlar. Emin olun bir gün o şans onlarında kapısını çalacak ve hayaller gerçek olacak. Dış dünyadan bakıldığında oyunculuk çok havalı bir şey. Ama madalyonun bir de öbür yüzü var. Bu işi yapmak isteyenler önce kendilerine şu soruları sormalı. ‘Gerçekten ben bu işi yapmak istiyor muyum? Bedenen ve ruhen çok çalışmaya hazır mıyım? Sabretmeye, günlerce telefonum çalacak bana bir teklif gelecek diye beklemeye hazır mıyım? Her kafadan bir ses, olumlu olumsuz bir sürü eleştiriye maruz kalacağım bunların altından kalkabilecek, göğüsleyebilecek miyim? Eğer bu soruların getireceği sorumlulukları göğüsleyebileceklerse o zaman bu sektörde mutlaka kendilerine bir yer bulurlar.

W.S.: Yeşil Vadi’nin Kızı dizisinde Begüm karakterine hayat veriyorsunuz. Sizin için nasıl bir süreç oldu? Çekimler nasıl gidiyor?

A.S.: Yeşil Vadi’nin Kızı benim için çok özel bir proje ve benim ilk uzun soluklu dizi çalışmam oldu. Dizinin ilk sezonu şu an Show TV’de oynuyor. Biz bu diziyi iki senedir çekiyoruz. İlk sezon 120, ikinci sezon 120 bölüm. İkinci sezonu geçen temmuzda çekip bitirdik. Şu anda 19 Avrupa ülkesi, Güney ve Latin Amerika’da yayımlanıyor. Bu sayede farklı farklı ülkelerden sosyal medyada bir sürü takipçilerim oldu. Düşünsenize dünyanın diğer bir ucunda tanımadığım bir sürü insan bana yazıyor, iltifat ediyor. Bu çok güzel bir duygu. İki senedir hayat verdiğim Begüm hala karakteriyle yattım onunla kalktım. Ona veda etmek gerçekten zor oldu.

W.S.: Çekimler dışında günlük rutininiz nasıldır? Bir gününüzü nasıl geçirirsiniz?

A.S.: Ben erken kalkmayı seven bir insanım. Haftanın 3 günü sabah spor yapıyorum, kahvaltıdan sonra diğer işimle ilgileniyorum. Diğer işiniz ne diye soracak olursanız, bazı firmalara kurumsal iletişim ve marka danışmanlığı yapıyorum. Çekimler olmadığında sosyalliğin dibine vurmaya çalışıyorum. Geniş bir sosyal çevreye sahip olduğumuz için çeşitli etkinlikler ve davetlere, aynı zamanda arkadaşlarımla tiyatrolara, sergilere gidip vakit geçiriyorum. Bol bol kitap okuyor, oyunculukla ilgili çalışmalar yapıyorum. İşin doğrusu hiç boş kalmıyorum. Çünkü benim için yeni bir şey öğrenmediğim veya üretmediğim gün boşa geçirilmiş bir gündür.

W.S.: Güzellik ve bakım sırlarınız var mı? Bizimle paylaşabilir misiniz?

A.S.: Önce iç güzellik pozitif düşünce diyelim. Kendimi mümkün olduğunca pozitif tutmaya bardağın dolu tarafını görmeye çalışıyorum. Stres cilde zarar 🙂 Her sabah zeytinyağlı sabunla yüzümü yıkar tonik olarak gül suyu kullanırım. Acıbadem sütü vazgeçilmezim. Akşam asla makyajla yatmam. Mutlaka her akşam gua sha taşıyla yüzüme masaj yapar rahatlatırım, gece kremimi sürer yatarım. Mümkün olduğunca geç yatmamaya ve iyi uyumaya çalışırım. Spor sonrası da duştan sonra vücuduma bitkisel kremlerle masaj yapar kan dolaşımımı arttırmaya çalışırım. Kendime elimden geldiğince bakarım çünkü oyunculukta benim enstrümanım bedenim.

W.S.: Yoğun iş temposunun ardından dinlenmek için neler yaparsınız? Hiç bilmediğimiz hobileriniz, ilgi alanlarınız var mı?

A.S.: Yoğun iş temposundan sonra eğer uzunca bir zamanım varsa mutlaka seyahate çıkarım. Çünkü seyahat etmek, farklı insanları, kültürleri tanımak gözlemlemek ruhumu dinlendirip zenginleştiriyor. Zamanım kısıtlıysa o zaman kendimi evime kapatır, meditasyon yapıp, müzik dinlerim. Doğada yürüyüş yapmayı çok severim. Maçka Parkı evime yakın olması benim için büyük bir şans. Oraya gider çıplak ayakla çimlere, toprağa basar, ağaçlara sarılır deşarj olurum. Bazı zamanlarda yaşlı insanlara da gönüllü olarak kitap okuyarak manevi huzur bularak dinlenirim.

W.S.: Sizin için moda ne ifade ediyor? Aslı Saçar’ın günlük hayatında en sevdiği kombin nedir?

A.S.: Modayı elimden geldiğince takip etmeye çalışırım, benim bu kadar işin yanında LCC’den stilistlik ve moda tasarımcılığı diplomamda var. 😊 Öğrenmeyi seviyorum demiş miydim:)) Günlük hayatımda jean, t-shirt, spor ayakkabı vazgeçilmezim. Geceyse gideceğim davetin niteliğine göre mutlaka çok özel bir şıklık yaratırım. Kırmızı rujumsa olmazsa olmazım.

W.S.: Yıllardır devam eden güzel bir evliliğiniz var. Aynı sektörün içinde olmak sizce bir avantaj mı dezavantaj mı? Sizce mutlu bir evliliğin olmazsa olmaz üç şartı nedir?

A.S.: Aynı sektörün içinde olmak bence çok büyük avantaj. Konuşacak ortak çok konumuz oluyor. Eşim benim en büyük destekçim. Zaman zaman da öğretmenim. Mutlu bir evliliğin sırrı bence her şeyden önce iyi bir arkadaşlık, karşılıklı iyi niyet, sevgi, saygı, birlikte zaman geçirmekten keyif alabilmek ve birbirine özgür alanlar tanımak. Yapışık ikiz gibi yaşamamak.