Dünya üzerindeki en önemli körlük nedenlerinden biri olan glokom, görme sinirlerinin ilerleyici hasarıyla gelişen bir hastalık. Göz içi basıncının yükselmesi gibi ciddi riskler taşıyan glokom, sanılanın aksine çocuklarda dahi görülebiliyor. Çeşitli türleri olan glokomun en sık görüleni ise 40 yaş üstü kişileri etkisi altına alan ve çoğunlukla ileri dönemlere kadar hiçbir belirti vermeyen açık açılı glokomdur. Central Hospital’dan Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Hasan Küçükşahin, Glokom Haftası’nda, kalıcı görme kaybına neden olan glokoma dikkat çekiyor ve hastalık hakkında önemli uyarılarda bulunuyor.

Glokom, geri dönüşü olmayan görme kayıplarıyla sonuçlanan ciddi bir göz hastalığıdır. Görme sinirinin gittikçe zedelenmesi ile gelişen glokom, acil bir teşhis ve tedavi süreci gerektiriyor. Yalnızca dikkatli bir göz muayenesi ile teşhis edilebilen hastalık, fark edilmediğinde ise körlükle sonuçlanabiliyor. Dünya üzerinde milyonlarca kişiyi etkisi altına alan glokomun tedavisinde ise sağlam kalan görme hücrelerinin korunmasına yönelik bir yol izleniyor. Çünkü glokomun etkilediği görme hücrelerini geri döndürmek mümkün olamıyor. Bu nedenle glokomda erken tanı büyük önem taşıyor. Sabahları şiddetli baş ağrıları ile uyanıyorsanız, televizyon izlerken göz çevresinde ağrı veya sızlama hissediyorsanız, zaman zaman bulanık görme şikayetleri yaşıyorsanız ve özellikle geceleri ışık çevresinde halkalar görüyorsanız, glokomdan şüphelenmelisiniz.

Göz tansiyonu ölçümü, glokom riskini ortaya çıkarıyor

Glokom teşhisi için çeşitli yöntemler kullanılır. Günümüzün en hızlı ve en kolay uygulanabilen glokom tarama yöntemi, göz tansiyonu ölçümüdür. Kişiler herhangi bir göz şikayeti yaşamasa da, göz tansiyonu ölçümü ile taşıdığı glokom riskini öğrenebilir. Göz tansiyonu ölçümü uzman hekimler tarafından yapılmalı ve rutin göz muayenelerinin bir parçası olmalıdır. Kişinin görme siniri üzerinde hasar oluşturmayan göz tansiyonu oranı, 10-20 mm Hg arasındadır. Ancak ölçüm sırasında yüksek seviyede bir değerin tespit edilmesi, kişinin glokom olduğu manasını taşımaz. Gözde glokom varlığından söz edebilmek için göz tansiyonunun görme sinirine zarar vermiş olması gerekir.

Glokom, yalnızca düzenli kontrol ile tedavi edilebilir

Glokomu olan hastalar ilaç kullanımlarına oldukça özen göstermelidir. İlaçlar, geciktirilmeden her gün aynı saatte, doktorun tavsiye ettiği dozda ve şekilde kullanılmalıdır. Kontrol muayeneleri de asla aksatılmamalıdır. Bunun sebebi de glokomun, yalnızca düzenli kontrol ile tedavi edilebileceğidir. Ayrıca glokom genetik geçişli özellik taşıdığı için tüm aile fertlerinin periyodik olarak göz tansiyonu ölçümü yaptırmaları gerekir.

Kullanılan ilaçların bazı yan etkileri olabilir. Günlük yaşamı olumsuz etkileyebilecek yan etkiler yaşanırsa bir uzmana danışılmalı, doktor ise kullanılan diğer ilaçlar konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca başka bir hastalık için alınacak tedavi desteği sırasında glokom tedavisi görüldüğü de hekime aktarılmalıdır.

Glokomda önce ilaç tedavisi uygulanır

Glokom tedavisi belirlenirken 3 farklı tedavi seçeneği değerlendirilir. Bunlar, ilaç, lazer ve cerrahi müdahaledir. Glokomlu hastanın göz tansiyonunun, gözdeki sıvının üretimini kısarak ya da bu sıvının çıkışını arttırarak düşürülür. Bu iki yöntem için farklı ilaçlar kullanılır. Her gün belirli aralıklarla alınan glokom ilaçları, hayat boyu kullanılmalıdır. İlaç tedavisine rağmen hastanın göz tansiyonu düşmüyor ve görme kaybı yaşanıyorsa; çözüm ameliyattır.

Son olarak ameliyata başvurulur

Göz tansiyonu tedavisindeki lazer ışını ise kronik glokom hastalarında, göz içindeki sıvının dışa çıkışını kolaylaştırır. Bu yöntem, süzgeç benzeri dışa akım kanallarına uygulanır. Lazerin göz tansiyonu tedavisindeki bir diğer kullanım alanı ise gözün dış kısmındaki, renkli alanın etrafındaki beyaz bölgeye uygulanmasıdır. Amaç, göz suyunun üretimimi azaltmaktır. En son tedavi yöntemi olan ameliyatta ise glokomlu hastanın gözüne ameliyatla, gözün beyaz kısmında dışarıdan görünmeyecek kadar küçük bir delik açılır. Bu delik sayesinde, göz içindeki fazla sıvı dışarı atılır. Fakat bilinmelidir ki ameliyat, kesin bir tedavi yöntemi olmasına rağmen tüm hastalarda başarılı sonuçlar doğurmayabiliyor.

Glokomu etkileyen birçok faktör vardır

Göz tansiyonunun yüksek olması, glokoma yakalanma riskini arttırır. Diğer önemli bir faktör ise yaştır. Fakat her ne kadar 60 yaş üstü kişiler hastalığa yakalanma açısından daha yüksek risk taşısa da, glokom her yaşta görülebilir. Ailede glokom öyküsü varsa, glokoma yakalanma riski de yüksektir. Yine şeker hastalığı glokoma yakalanma riskini arttırır. Yüksek tansiyon veya kalp hastalığı da glokom riskini tetikleyebilir. Glokoma yakalanma riski miyop kişilerde normallere göre daha fazladır. Ayrıca gözde ciddi travmalar, gözdeki yapısal anormallikler, retina ayrılması, göz tümörleri, üveit, göze damlatılan kortizonlu damlalar, diğer yollarla alınan kortizon ve geçirilmiş göz ameliyatları da glokoma neden olabilir.