Türkiye’nin en köklü eğitim kurumları arasında yer alan Galatasaray Lisesi’ni mercek altına alan “Batıya Açılan Pencere: Galatasaray Lisesi’nin 150 Yılı (1868-2018)” sergisi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün tarihi binasında ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Mektebin 1868’den bu yana süren nitelikli insan yetiştirme vizyonundan kesitler sunan sergi kapsamında, 7 Şubat’ta ücretsiz küratörlü tur düzenlenecek.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün “Batıya Açılan Pencere: Galatasaray Lisesi’nin 150 Yılı (1868-2018)” sergisi, bir eğitim kurumunun nadir rastlanır özerk kurumsallaşma öyküsünde saklı olan ilhamı paylaşma amacı güdüyor. Tevfik Fikret tarafından “Batıya açılan pencere” olarak nitelendirilen mektebin tarihsel öyküsünü ve vizyonunu gözler önüne seren sergi, Galatasaray Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi Koleksiyonu ve Galatasaray Üniversitesi Galatasaray Lisesi Arşivi ile mezunların koleksiyonlarından derlenen fotoğraf, film, efemera ve mektebin farklı dönemlerinde kullanılmış objeler gibi çeşitli orijinal malzemelerden oluşuyor. 23 Şubat’a kadar devam eden sergi kapsamında düzenlenen küratörlü sergi turu, 7 Şubat Perşembe günü saat 18:30’da ücretsiz gerçekleşecek. Katılımcılar bu turda sergiyi küratör İzzeddin Çalışlar eşliğinde gezerken, bir kamu kuruluşunun nadir rastlanır özerk kurumsallaşma öyküsüne şahit olacak.
“Galatasaraylılık” kavramının doğuşu
15. yüzyılın sonlarından itibaren İstanbul’a dair kayıtlarda bir saray mektebi olarak adı geçen Galata Sarayı, kentte ibadethaneler dışında işlevi değişmeden günümüze kadar gelebilmiş tek kuruluş olarak öne çıkıyor. II. Bayezid’e dayanan kuruluş hikâyesinden bu yana aynı adla anılan yapılar bütünü, zamanla merkezinde bulunduğu semte de adını verdi. 19. yüzyılın ortalarına kadar saraya ve orduya vasıflı insan yetiştirme amaçlı kullanılan, 19. yüzyılın ortalarından itibaren ise Batılı eğitim standartlarının benimsendiği askeri ortaokul ve tıbbiyeye dönüşen yapı, Fransızca öğretim ve Batı normlarının eğitim sistemine eklemlenmesi gibi öncü denemelere sahne oldu.
Günümüzden 150 yıl önce Mekteb-i Sultani’yle yaşanan dönüşüm, gerek Osmanlı Devleti’nin son döneminde, gerekse 1923 yılında Galatasaray Lisesi adını aldıktan sonra kurumun simgeleşip, öğrenci ve mezunlarına sosyokültürel bir üst kimlik sağlamasına yol açtı. Erken dönemlerinden itibaren kendi mezunları tarafından yönetilmesinin tercih edilmesi, sporun eğitime katılmasının sonucu olarak kulüpleşmeyi teşviki, mezunlar arası ve kurumla ilişkilerin dernekleşerek sürdürülmesi, entegre öğretim arayışları sonucu kurulan üniversite ve ilkokul, sürdürülebilir bir camia dayanışması, genellikle yaşam boyu süren kurumsal aidiyet ve tüm bunların özeti niteliğindeki “Galatasaraylılık” kavramını doğurdu.
Sergiye kapsamlı bir yayın eşlik ediyor!
Sergi kataloğunda küratör İzzeddin Çalışlar, Emel Engin, Fethi İsfendiyaroğlu, Köksal Bayraktar, Seza Sinanlar, Tarkan Okçuoğlu, Vahdettin Engin, Yıldızhan Yayla, Zeynep Karacan’ın metinlerine yer veriliyor. Galatasaray’ın bir eğitim kurumları bütünü ve bir kültür destekçisi olduğunu belirten küratör İzzeddin Çalışlar, kurumun modern eğitimin ülkemize girişinde ve yaygınlaşmasında öncü olduğunu ve benimsediği eğitim modeli ile birçok eğitim müessesesine örnek teşkil ettiğini vurguluyor.