İstanbul’un ilk kahve müzesi,
Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi’nin hikâyesi
Cezbedici kokusu ve damaklarda bıraktığı eşsiz lezzetle dost sohbetlerinin vazgeçilmez tadıdır kahve… Türk kültürünün en önemli parçalarından biri olan Türk kahvesinin hikâyesi Osmanlı dönemine kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu’nda sosyal ve ticari yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olarak görülen kahve kültürü ve kahvehaneler, özellikle Eminönü bölgesinde yoğunlaşmıştır. Kahve ticaretinin ve üretiminin önemli merkezlerinden olan bu bölgede pek çok han bulunuyor ancak Tahtakale’de yer alan tarihi bir han diğerlerinden ayrışıyor… Geçmişte Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han ve Yeni Han gibi farklı isimlerle anılan bu tarihi han, 16. yüzyılda İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olmasının yanı sıra tarihte bilinen ilk kahvehane olma özelliğini de taşıyor. İşte Beta Gıda tarafından restore edilen ve geçtiğimiz günlerde İstanbul’un ilk kahve müzesi olarak hizmete açılan Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi’nin ortaya çıkış hikâyesi…
Emin Han’dan Beta Yeni Han’a uzanan yolculuk
Osmanlı İmparatorluğu’nda kahve kültürü ve kahvehaneler, sosyal ve ticari yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olarak önemli bir yer tutmaktaydı. Kahve üretiminin ve ticaretinin önemli merkezlerinden sayılan İstanbul’un Eminönü bölgesi ise kahve kültürünün merkezi konumundaydı. Bölgedeki “Tahmis” gibi kahveyle ilişkilendirilen yer adlarının varlığı, Eminönü’nün kahveyle bağını bugün de açıkça ortaya koyuyor.
İstanbul tarihinin en önemli miraslarından olan ve geçmişte Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han ve Yeni Han gibi farklı isimlerle anılan tarihi Beta Yeni Han, işte tam da bu bölgenin kalbinde, Tahtakale’de yer alıyor…. Hanın, 16. yüzyılda İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olduğu düşünülüyor. Kahvehanelerle bağlantılı sosyal ve ticari işlevlerin sürekliliği ve Goad ile Pervititch haritalarında kaydedilen kahvehane izleri, bu yapının kahve ticareti ve tüketiminde merkezi bir rol oynadığını gösteriyor. 16. yüzyılda İstanbul’da kahvehane kültürünün başlamasına ilişkin tarihsel belgeler, konumu, isimlendirme geçmişi, işlevleri, arkeolojik bulgular ve tarihsel haritalarla gösterilen bir perspektiften değerlendirilmesi de bu görüşü destekler nitelikte. Üstelik Beta Gıda tarafından yapılan restorasyon sırasında iki tarihi kahve fırının gün yüzüne çıkması da, bu tarihi hanın İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olduğunu doğruluyor. Osmanlı kahvehane kültürünün doğuş noktası olan bu yapının renove edilmesi, onun tarihin tozlu sayfalarında gizlenen kaderini değiştirir ve yüzlerce yıllık han artık Beta Yeni Han olarak yeniden hayat bulur.
İstanbul’un ilk kahve müzesi
Özüne ve ruhuna sadık kalınarak gerçekleştirilen kapsamlı renovasyonun çalışmaları sırasında tesadüfen gün yüzüne çıkarılan tarihi kahve fırını, bu yapının eşsiz geçmişini bir kez daha gözler önüne serer. Osmanlı döneminde kahve kavurma işleminin yapıldığı ve İstanbul’da ilk kahvelerin kavrulduğu yerlerden biri olan fırın, aslında bir nevi kahvenin kültürel yolculuğunun başladığı yer olma özelliğindedir. Beta Gıda, kahvenin serüveninin şekillenmesinde önemli bir rol üstlenen ve Osmanlı İmparatorluğu’nda kahve kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayan bu tarihi yapıyı restore ederek, yeniden doğuşuna aracılık etmiştir. Beta Yeni Han’ı İstanbul’un kültür turizmi için de bir çekim noktası haline getirmeyi amaçlayan Beta Gıda, bu hedefle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurur.
2024 yılının mart ayında başlatılan müze çalışmaları tarih profesörleri, Türk Kahve Kültürü ve Araştırmaları Derneği, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü danışmanlığında tarihi olaylar hassas bir şekilde ele alınır ve tarihi kahve fırını da müze konseptine dahil edilerek, İstanbul’un ilk kahve müzesi böylelikle hizmete açılır.
5 Aralık 2024 Dünya Türk Kahvesi Günü’nde ziyarete açılan Beta Yeni Han 1554 kahve müzesi, kahvenin zengin tarihini, üretim süreçlerini ve kültürel önemini ziyaretçilere tanıtmayı amaçlıyor. Kahvenin kültürel yolculuğunun başladığı yer olarak bilinen İstanbul’un, kahve tutkusunu yeniden canlandıracak olan müze, Türk kahvesinin UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak kabul edilen değerinin öne çıkarılması ve tarihi kültürel mirasın geleceğe taşınmasını da hedefliyor. Müzeyi ziyaret eden misafirler, kahvenin hikâyesinin başladığı yerde yani kahvenin sıfır noktasında, kahve üretiminin tarihsel sürecini ve kahve üretim araçlarını keşfedebilecek.
İlhamını tarihi fırından alan tasarım
İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olan tarihi fırın aynı zamanda A’la İstanbul 1554 – Tarihi Eminönü Türk Kahvesi’nin lezzetine ilham kaynağı olmuş durumda. Geçmişin derin izleri ve hoşgörüyle şekillenen zengin toplumsal dokusu, A’la kahvenin yenilenen tasarımına yansıyor. A’la İstanbul 1554, tarihin derinliklerinden gelen kaliteyi vurgulayan özel ambalaj tasarımıyla adeta yeniden hayat buluyor. Beta Gıda’nın uzmanları tarafından özenle işlenen kahve çekirdekleriyle hazırlanan A’la Türk kahvesi, sadece lezzetli bir deneyim sunmakla kalmıyor aynı zamanda Beta Yeni Han ve müze ziyaretçilerine bir tarih ve kültür yolculuğu vaat ediyor.
Beta Yeni Han ve içerisinde yer alan İstanbul’un ilk kahve müzesi Beta Yeni Han 1554, tarihi atmosferiyle geçmişe ve kahveye ilgi duyan herkesin ziyaret etmekten keyif olacağı bir mekân.