Her ne kadar biz onu oyuncu olarak tanısak da o aslında aynı zamanda bir butik çikolata üretici ve damaklara da hitap eden bir kadın. Rojda Demirer bu sezonun iddialı Blutv projesi Saygı ile yeniden ekranlarda boy göstermeye hazırlanırken bizimde sorularımıza cevap verdi.

Women’s Style Türkiye: Bu salgın nedeni ile önümüzde ki dönemde sinema televizyon dünyasında sizce nasıl değişiklikler olacak?
Rojda Demirer: Alınacak tedbirler çok önemli. İşlerin arka planında sayıca çok fazla insan çalışıyor. Hepimiz gerekli tedbirleri alır, kurallara uyarsak bir sorun olacağını düşünmüyorum. Ama tedbirsiz ilerlersek sektörün biraz sekteye uğrayacağını düşünmüyor değilim.
W.S: “Marie Antoinette Chocolatier” adında çikolata dükkanınız var. Yakın zaman da ikinci şubenizi açtınız. Oyunculuk ve ticareti aynı anda yürütmek zor olmuyor mu? Neden çikolatayı tercih ettiniz? Size çikolata tanrıçası diyebilir miyiz? 🙂
R.D: Çikolata benim çocukluğumdan bu yana olan tutkum. Bu tutkuyu neden aynı zamanda işe de dönüştürmeyeyim diye düşündüm. İnsanın sevdiği işi yapması, ne kadar yorulursa yorulsun motivasyon kaynağı olduğu için hem oyunculuğu hem de çikolata dükkanını büyük bir aşkla sürdürebiliyorum.
W.S: Rojda Demirer için aşk nedir? Aşk ruhumuzu gençleştirir mi?
R.D: Benim için aşk dedim mi akan sular durur. Kontrolümü kaybettiğim, arkadaşlarımın deyimiyle beni tanımakta zorlandıkları, hayat enerjimi 2-3 katına çıkaran ve herşeyi yapabileceğime inandığım dönemler aşktan geçiyor diyebilirim. Çünkü kolay kolay yakalayamadığım bir duygu ve yakaladığımda da sonuna kadar sömürdüğüm bir gerçek 🙂 Mantığımda kopukluklar yaşadığım tamamen duygularımla hareket ettiğim dönemler benim için… Bir süre geçip mantık -kalp dengesini de kurmuşsam değmeyin keyfime:)
W.S: Proje teklifi geldiğinde en çok kimin fikrini alırsınız?
R.D: En çok kendi hislerim, sonrasında kriterlerim ve bunlar üzerinden konuşup fikirlerine değer verdiğim menajerim ve ekibi.

W.S: Tarzınızı nasıl tarif edersiniz?
R.D: Sade ve rahat bir şıklığı tercih ediyorum diyebilirim. Beni setler ya da önemli bir organizasyon dışında topuklu ayakkabıyla görmeniz pek mümkün değildir:)
W.S: Sosyal medya ile aranız nasıl?
R.D: Sosyal medyayla aram iyi. Çok içinde kaybolmadan ya da anın tadını kaçırmadan zaman buldukça aktif olarak kullanmaya çalışıyorum. Benim için sosyal medya anı biriktirdiğim, like ya da takipçi sayısına odaklanmadığım keyifli bir mecra sadece.
W.S: İnternet platformunda dizide oynayacak oynamanın artıları ve eksileri var mı? Projenin gelişiminden bahseder misiniz?
R.D: Bizim yıllardır bu sektörde savaşını verdiğimiz Avrupa standartlarında iş yapabilme adına atılmış çok iyi bir adım bence dijital platformlar. Ulusal kanallardaki dizilerin artık 140 dakikanın üstünde olduğu, aylarca emek harcanıp hazırlığı yapılan işlerin reyting uğruna 2 bölümde bitirildiği bu sektörde bu platformların çoğalması işlerin kalitesi ve harcanan emek adına yüzümüzü güldüren gelişmeler.
W.S: Estetik dokunuşlar ile aranız nasıl? İnsan mutlu olmak için mi estetik yaptırır ya da ihtiyaç duyduğu için mi?
R.D: Ben estetiğe karşı biri değilim. İnsanın kendinde bulduğu kusurlar yüzünden mutsuz olması ve psikolojisine zarar vermesi bence daha tehlikeli. Şu kısacık ömrümüzde kim nasıl mutlu olacaksa onu yaşamalı ve yapmalı bence. Tabii ki aşırıya kaçmamakta fayda var:)
W.S: Çevrenizde oyuncu arkadaşlarınız çok var. Youtube üzerinden konuk davet edip sohbet programı yapmayı düşündünüz mü?

R.D: Benim gerçekten kalabalık bir çevrem ve yıllara dayalı çok güzel dostlarım var her biri büyük emekler ve karşılıklı özverilerle kuvvetlendirilmiş. Birbirimizle yaptığımız dost sohbetleri ve geçirdiğimiz kıymetli anlardan gerçekten çok keyif alıyoruz ve bizim için paha biçilemez. Ancak bunu işe dökmek fikri pek keyifli gelmiyor. Daha doğrusu istediğimiz için yaptığımız eylemlerin verdiği mutluluğu, zorunluluk ve bir iş platformuna döktüğümde aynı keyfi alamayacağımı düşündüğüm için daha önce gelen bu tür tekliflere cevabım hep olumsuz oldu.

W.S: Disiplinli olduğunuzu bilemeyen yoktur. Kontrollü yapınız dışında sizi nasıl görürsek şaşırabiliriz?
R.D: Beni evimde görseniz şaşırabilirsiniz, kontrolümü bıraktığım ve gerçekten rahat hissedip kendimi saldığım kalem orası çünkü. Karantina döneminde hiç kalkmadan koltukta şeklimin çıkacağı kadar kendimi saldığım günlerde beni gören kimse olmadığı için şanslıyım:) Ayrıca yukardaki soruda da belirttiğim gibi aşıkken beni gördüğünüzde şaşırabilirsiniz 🙂


W.S: Spor yapıyor musunuz?
R.D: Evet spor hayatımda çok önemli bir yerdedir. Genellikle pilates yapıyorum. Vaktim oldukça sahilde yürüyüş yapmayı da ihmal etmiyorum.
W.S: Her yaşın ayrı bir güzelliği var derler. 40 yaşına girmek sizin için ne ifade ediyor?
R.D: 40 yaş benim için olgunluğu ve tecrübeyi ifade ediyor. Eskiden beni korkutan ya da hazır olmadığımı düşündüğüm büyük kararları daha cesurca ve en önemlisi büyük bir dinginlikle almaya başladığım bir dönem başladı benim için. Kendimi olaylar karşısında daha az üzmeyi, daha az hırpalamayı öğrendim daha doğrusu oluruna bırakmayı… Her şeyden önemlisi hayat felsefem haline getirdiğim mutlu olmanın her şeyden önemli olduğu düşüncesini hayatımda daha da uygulayacağımı düşünüyorum. Sonuçta 40 a gireli henüz günler oldu neler olacağını hep beraber göreceğiz, ama tadını doya doya çıkaracağımdan emin olabilirsiniz:)
W.S: Sizin de çok yüksek sayıda takipçiniz var. İnstagramda pek çok kişi reklam yapıp ürün tanıtıyor. Ancak geçen günlerde bunu tanıtılan ürünler standartlara uygun olmadığı için Bakanlık ceza kesti. Siz bu instagramda ki reklam çılgınlığına ne diyorsunuz? Hiçbir denetim olmadan her ürünün tanıtılması sizce doğru mu?
R.D: Tabi ki her şeyin yasal olmasından yanayım. Sosyal medya çok geniş bir platform. İnsanlar, toplumda popülaritesi olan insanları sıkça takip ediyor ve ne yaptıklarına, ne giydiklerine çok dikkat ediyor. Bir ürünün denetimini yapmadan para karşılığı reklamını yapmak bana doğru gelmiyor, fakat kullandığınız ve gerçekten memnun kaldığınız ya da güvenilirliğini araştırıp emin olduğunuz bir ürünün reklamını yapmaya da karşı değilim.

Röportaj: Ecem Saral Duran
Fotoğraf: Tunca Sarışen
Styling: Irmak Özdener
Makyaj&Saç: Mesut Özuzun
Fotoğraf Asist: Dilara Özeren
Makyaj & Saç Asist: Fulya Yazgan